Çağdaş İslam Bilimine Giriş
Ürün No | : | F164 |
ISBN | : | 978-605-5482-27-5 |
Baskı | : | 1 |
Basım Yeri ve Yılı | : | Ankara 2012 |
Kağıt Kalite | : | İth. Kit. Kağ. Mat Selefonlu Kuşe Kap. |
Sayfa Adedi | : | 207 |
Boyut | : | 13,5x21 cm |
Dili | : | Türkçe |
Tercüme | : | Mehmet PAÇACI - Mevlüt UYANIK - Aygün AKYOL |
Editör | : | Mevlüt UYANIK |

Stok Durumu: Var
18,00 t
Kazancınız: %31 | 8,00 t
“Doğu Medeniyeti” ve “Batı Medeniyeti” ayırımından hareketle, coğrafya merkezli “Doğu Bilimi” veya “Batı Bilimi” diye bir tanımlamanın imkânı var mıdır? Ya da din, kültür, ırk veya medeniyet merkezli, bir “Hıristiyan Bilimi”, “İslam Bilimi”, “Çin bilimi” tanımlaması ne kadar tutarlıdır? Cevap(lar)ı aramak için öncelikle bilgi-değer ilişkisinin nasıl kurulduğuna bakmak gerekir. Bunun için de, kendi başına bağımsız bir gerçekliğin olup olmadığı, gerçeğin belirli paradigmalarla yorumlanmış bir veri olarak araştırmacının ilgisine girdiğinin, dolayısıyla gerçekliğin izafi bir değer olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. Artık insanların ne yaptığı, ne ve nasıl düşündüğü arasında ayırıma gidilmesi; yetiştiğimiz kültürün unsurlarının kavramsal bir tahlile tabii tutulması, bilişsel unsurlarının neler olduğunun bilinmesi, bilgi-değer ilişkisinin tespitinde büyük önem arz etmektedir.
“Etkinlik olarak bilim” tasavvuruna göre; bilim, bir sosyal yapı, geleneksel bir etkinlik olup, belirli bir toplumsal ortamda epistemoloji, felsefe, ideoloji ve dine ait konuların bir yansımasıdır. Dolayısıyla “Bilim, salt gerçeğe ulaşmak amacıyla her türlü toplumsal değerden uzak, nesnel bir sorgulamadır!” şeklindeki değerlendirmenin tutarlılığı yoktur. Bu açıdan bilgi iletişimi yoluyla bağlantıları olan kişilerin oluşturduğu “birlik”ler ve bunlara ait bilimsel topluluk(lar) vardır.
Bu da Bilim ve Felsefe ilişkisini gündeme getirir: Hem bilim, hem de felsefe, sorgulayıcı ve refleksif bir tutumun ürünüdür, her ikisinde bir hakikat tutkusu vardır. Bilim, dikkatini sınırlı bir bilgi alanı üzerinde odaklaştırır, dünyanın belirli yönlerini tanımlamaya çalışır. Bunun için öndeyilerde bulunur, deneyler yapar. Bunların sonucunda olgulara ilişkin gözlemlere uyumlu ve onları açıklayan kuramlar ileri sürer. Felsefe ise, bir bakış açısını zenginleştirmek ya da desteklemek için bilimin tanımlayıcı malzemelerini ve teorilerini kullanır. Bilimin varsayımları hakkında kuşku ve itirazlar ortaya atarak, var olanların temelde yatan doğası, anlamı ve ideal imkânları hakkında sürekli olarak sorular sorarak daha ileri gider.
İÇİNDEKİLER
ÖN SÖZ
“İSLAMİ İLİM” KAVRAMSALLAŞTIRMASI
Mevlüt Uyanık
İSLAMİ BİLİM NEDİR
Seyyid Hüseyin Nasr (Çev: Mevlüt Uyanık)
ÇAĞDAŞ İSLAM BİLİMİNE GİRİŞ NASIL OLMALIDIR?
Muhammed Zeki Kirmani (Çev: Mevlüt Uyanık)
İSLAMİ BİLİM KAVRAMI VE MÜSLÜMAN
BİR BİLİM ADAMININ DÜŞÜNCE MODELLERİ
Michael Robert Negus (Çev: Aygün Akyol)
BİLGİNİN İSLAMİLEŞTİRİLMESİ VE
İSMAİL RACİ FARUKÎ
Mevlüt Uyanık
BİLGİNİN İSLAMİLEŞTİRİLMESİ VE MODEL
KURMADA BAZI METODOLOJİK MESELELER
Muhammed Arif (Çev: Mehmet Paçacı - Mevlüt Uyanık)
FARUKÎ VE ÖTESİ: BİLGİNİN İSLAMİLEŞTİRİLMESİNDE
MÜSTAKBEL EĞİLİMLER
İlyas Ba-Yunus (Çev: Mehmet Paçacı - Mevlüt Uyanık)
BİLGİNİN İSLAMİLEŞTİRİLMESİ: BİR CEVAP
Fazlur Rahman (Çev: Mevlüt Uyanık)
BİLİM AHLAKI MÜMKÜN MÜ?
Mevlüt Uyanık
DİZİN
Henüz yorum eklenmemiş.